ABD'nin Kredi Notu Düştü, Uzun Vadeli Tahvillere Güven Azaldı: Küresel Sermaye Nereye Kaçıyor?
14 Mayıs 2025 tarihinde Bank of America’nın Borsa İstanbul’da (BIST) gerçekleştirdiği 6,4 milyar TL’lik hisse satışı, Türkiye'de kısa vadeli bir panik havası estirdi. Ancak bu satışın gerçek nedeni Türkiye’ye özgü değil; aksine küresel finansal sistemin merkezinde yaşanan devasa bir kırılmanın yansıması. Aynı günlerde Moody’s, ABD'nin kredi notunu tarihî olarak AAA’dan Aa1’e indirdi. Bunun yanında Berkshire Hathaway’in (Warren Buffett) portföy güncellemesi, FED’in politikaları ve ABD’nin borçlanma stratejisindeki karmaşa birlikte okunmalı.
💵 Likidite Sıkışıklığı Küresel Portföyleri Yeniden Şekillendiriyor
BofA'nın BIST’teki hisse satışlarının arkasında Türkiye ekonomisine ya da Borsa İstanbul’a yönelik spesifik bir güvensizlikten ziyade, ABD merkezli bir likidite ihtiyacı yatıyor. Buffett’ın 2025 1. çeyrek portföy verileri bu tabloyu tamamlar nitelikte: Berkshire’ın nakit varlıkları 347,7 milyar dolarla hisse portföyünü geçmiş durumda.
Bu ne anlama geliyor?
- Dünya genelinde özellikle uzun vadeli tahvillerin talep görmemesi (yani "duration crisis") ve buna bağlı olarak yükselen getiri talepleri, sermaye piyasalarında likiditeyi kısıtlıyor.
- ABD Hazine Bakanlığı, uzun vadeli tahviller yerine daha kısa vadeli T-bill'lerle borçlanmayı artırmak zorunda kalıyor. Ancak bu politika sürdürülebilir değil.
- Moody’s’in 16 Mayıs’taki not indirimiyle birlikte, ABD artık “elit AAA ülkeler†listesinden resmen çıktı.
Çin: Tahvilden Kaçıyor, Altına Yükleniyor
Aynı dönemde Çin’in ABD Hazine kağıdı satışları dikkat çekiyor. Çin, mart ayında 19 milyar dolarlık ABD tahvili satarak portföyünü küçültürken, Cayman Adaları ve Birleşik Krallık gibi diğer “aracı†aktörler alım yaptı.
Bu neyin göstergesi?
Çin’in tahvilden çekilip, özellikle altın ETF’leri alması, ülkenin hem fiziksel altın rezervini artırmak hem de gelecekte bu rezervleri dijital ya da tokenize biçimde daha yüksek fiyattan satmak istediğini düşündürüyor. Altın birikimi yalnızca klasik merkez bankacılığı refleksi değil; aynı zamanda küresel dijital rezerv altyapısına hazırlık.
📈 Altın mı? Gümüş mü? Yeni Dönemin Kazananı Kim Olacak?
Altın fiyatları uzun süredir yükseliş trendinde. Ancak bu noktada altının kısa vadede düzeltme yapması olasılığı da göz ardı edilmemeli. 2007-2008 krizinde benzer bir örnek yaşanmıştı: Altın düşerken, gümüş bu düşüşe karşı direnç göstererek yeni bir yükseliş döngüsüne girmişti.
2025 için benzer bir senaryo gündeme gelebilir:
Altın, merkez bankalarının portföyünde güvenli liman olarak yerini korurken; gümüş, sanayi ve enerji dönüşümünün merkezi olması sebebiyle yeni nesil yatırımcıların tercihi olabilir. Özellikle yeşil enerji teknolojilerindeki genişleme, gümüşe olan talebi artıracaktır.
📉 Küresel Tahvil Krizi: Gerçek Alarm Nerede Çalıyor?
Dünyanın dört bir yanında uzun vadeli tahvil faizleri rekor kırıyor. ABD, Japonya, Almanya, İngiltere gibi ekonomilerin 30 yıllık tahvil getirileri son 20 yılın en yüksek seviyelerinde. Bunun anlamı şu:
- Yatırımcılar artık uzun vadeli borçlara güvenmiyor.
- Piyasa, merkez bankalarının değil, kendi fiyatlama gücünü yeniden tesis ediyor.
- “Bu sadece bir enflasyon korkusu deÄŸil; sistemsel bir güven kaybı.â€
Bu gelişmeler yalnızca devlet tahvillerini değil; hisse senetlerinden gayrimenkule kadar her türlü varlık fiyatlamasını etkileyebilir. Özellikle faiz indirimi beklentileriyle yapay şekilde şişmiş olan konut ve teknoloji hisseleri bu kırılganlık karşısında savunmasız kalabilir.
Türkiye Penceresi: Satış Türkiye Kaynaklı Değil
Bank of America’nın satışları yerel yatırımcıda tedirginlik yaratsa da, bu adımı makro düzeyde ABD merkezli nakit yönetimi ihtiyacına bağlamak daha mantıklı. Türkiye'deki risk algısı bu satıştan doğrudan etkilenmedi; nitekim aynı hafta içinde başka yabancı fonların net alımları da gözlemlendi.
Ancak bu gelişmelerin Türkiye açısından bazı kritik anlamları da var:
- Küresel faiz ortamı sıkılaşırken, Türkiye'nin yeniden yabancı sermaye çekmesi daha zor hale geliyor.
- Kamu borçlanma maliyetleri artan küresel faiz ortamı nedeniyle yeniden fiyatlanmak zorunda kalacak.
- Yüksek ev fiyatları ve düşen satın alma gücü, Türkiye'nin kendi içsel borç krizini tetikleyebilir. Ortalama ev fiyatı 4.2 milyon TL’yi aştı. Bu, birçok Türk vatandaşı için ev sahibi olmayı hayal ötesi hale getiriyor.
🔚 Sonuç: Bir Dönemin Sonu, Yeni Paradigmanın Başlangıcı
- ABD'nin kredi notunun Moody’s tarafından düşürülmesi, küresel finansal sistemde güven krizinin açık işaretidir.
- Sermaye, uzun vadeli borçlardan hızla çekilerek ya nakde ya da altın/gümüş gibi gerçek varlıklara yöneliyor.
- Çin gibi büyük aktörler bu dönemi kendi rezerv sistemlerini güçlendirmek için fırsata çeviriyor.
- Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu ortam hem tehdit hem fırsat içeriyor: Doğru politika setiyle global sermaye yön değiştirirken pozisyon almak mümkün.
📌 Hatırlatma:
Bunlar geçici çalkantılar değil. Sistemsel bir yeniden yapılanma süreci başlıyor. Ve bu süreçte veriyi okuma biçimimiz, yatırım araçlarını seçişimiz ve ekonomik tahminlerimiz de değişmek zorunda.