
Türkiye’de yolsuzluk meselesi 23 yıldır siyasi gündemin merkezinde. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, kamu kaynaklarının yağmalanması, ihale usulsüzlükleri, nepotizm ve rüşvet iddiaları artık alışılagelmiş, sıradan tartışma başlıkları haline geldi. Ancak işin daha vahim ve derin boyutu, muhalefet kanadında da benzer eğilimlerin su yüzüne çıkmasıyla ortaya çıkıyor: Türkiye’de artık yalnızca iktidarın değil, muhalefetin de yolsuzlukla gerçek bir kavgası yok. Ne siyasal partiler, ne de onlara oy veren seçmenler yolsuzlukla sahici bir mücadele arzusu taşıyor. Bu durum, Türkiye’de siyasetin yalnızca iktidar blokunda değil, tüm toplumsal kesimlerde bir ahlaki erozyona uğradığını, bir tür "toplumsal rıza üretimi" mekanizmasının çalıştığını gösteriyor.